Bütünsel Yaklaşım
Kişisel Program
BYKP Nedir?
Çocukların bilişsel, psiko sosyal, motor becerileri, dil becerileri gibi gelişimsel basamaklarının bir bütün olduğu günümüzde yaygın olarak ihmal edilmekte; akademik becerilere odaklanan, çocuğun çok yönlü gelişimini ikinci plana atan bir yaklaşım uygulanmaktadır. Akademik becerilerin edinimi önemli olmakla birlikte günlük yaşantısında karşılaştığı sorunlara çözüm üretebilen, bir isteğini ya da itirazını özgüvenle ifade edebilen, çevresel farkındalığı yüksek, sosyal becerileri gelişmiş, kendisinin zayıf ve güçlü yönlerini bilen, özsaygısı yüksek bir öğrencinin hayatta kendisini kolaylıkla var edebileceğini öngörebiliriz. Bütünsel Yaklaşım Kişisel Program (BYKP) modelinde çocuğun çok yönlü gelişimine önem verilmektedir. Öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda belirlenen amaçlar eğitim programına yatay olarak yerleştirilerek bir çeşit fırsat öğretimine dönüştürülür ve öğretim sürecinde de bireysel farklılıklar göz önüne alınır.
Öğrenmedeki zorluk öğrencileri özellikle derslere karşı tutum ve özgüven açısından olumsuz etkiler. Bu zorluğun aşılması her öğrencinin gelişim alanlarına dair eksiklerinin ve güçlü yanlarının belirlenmesi, ilgi alanlarının ortaya çıkarılmasını gerektirmekte; olumsuz tutumun tersine çevrilmesi için ilgi alanlarından başlayarak bireysel eğitim programının belirlenmesi konusunda uzmanlaşmayı gerektirmektedir. BYKP modeli öğrenmeyi katılımcı bir süreç olarak değerlendirir, öğrencilerin ilgi alanlarının, yeteneklerinin, duygusal özelliklerinin iyi tanınmasını ve öğrenme sürecine dahil edilmesini amaçlar. Öğrencilerin hazırbulunuşluklarının bellek, dikkat, görsel ve işitsel algı gibi alanları da kapsayacak şekilde değerlendirir. Öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerin okullarda uygulanan standart öğretim yöntem ve teknikleriyle temel akademik becerileri edinmekte zorlanmasının önemli nedenlerinden biri de öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini göz ardı eden bir program yürütülmesidir.
Gelişim Bir Bütündür
BYKP yaklaşımında öğrencilerin bilişsel gelişimi, motor gelişimi, sosyal-duygusal gelişimi ve dil gelişimi ayrı ayrı değerlendirilerek okul yaşantısında ve günlük hayatta onu zorlayan temel faktörler bütüncül bir bakış açısıyla tespit edilir. Öğrencinin yaşadığı zorluk ve bu zorluğun nedenlerinin iyi tespit edilememesi sonucu öğrencin kendisini sürekli yetersiz hissedebilmekte, özellikle özel eğitim desteğine ihtiyaç duyan bireylerde eğitim süreçlerine karşı olumsuz tutum geliştirilmesine yol açabilmektedir. Okuma güçlüğü yaşayan bir öğrenciyi ele alırsak; bu güçlük görsel algıdaki zayıflık, dil gelişiminin yaş düzeyine göre beklenen seviyede olmaması ya da yaşadığı travmatik bir durum sonucunda olumsuz tutum geliştirilmesi sebebiyle olabilir. Bu durumda öğrenciden sürekli okuma yapmasını isteyerek okumasının gelişimine yeterli katkıda bulunamayız. Okuma güçlüğündeki dinamiğin doğru tespiti bu noktada önemlidir. Öğrencinin görsel algısını geliştirmek ya da olumsuz tutumu varsa onun özgüvenini arttıracak bir okuma programı hazırlamak hem kalıcı öğrenmeler sağlayacak hem de öğrencinin asıl zorluk yaşadığı alanı destekleyerek yaşantısına bütünlüklü bir katkı sağlanmış olacaktır. Dil gelişiminde zorluk yaşayan bir öğrenciyi ele aldığımızda yeterli iletişim kuramadığı için sosyal becerilerde zorlanacağı, eğer gruptan dışlanıyorsa da duygusal açıdan zarar göreceği öngörülebilir. Örneklerden de anlaşılacağı gibi eğitim planları mutlaka bu bütünlük ilkesi göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.
Disiplinler Arası Çalışma
Günümüzde bilgi birikiminin ve teknolojinin ilerlemesine de bağlı olarak dünyamız daha anlaşılır olsa da bilgilerimiz çok boyutlu hale gelmekte, sürekli gelişip değişmektedir. Yeni yaklaşımlar ve yeni araştırma sonuçları ortaya çıkmaktadır. Eğitimde de bu yenilikleri farklı disiplinlerden değerlendirip öğrenci için en iyi yönlendirmeyi yapmak gerekir. Tek bir alanın bakış açısı öğrenciyi bütünsel değerlendirmek için yeterli değildir. Tıp alanında insanların zihin yapısı daha anlaşılır hale geldikçe, nasıl öğrenildiği ortaya çıkmakta ve öğrencilerin eğitim-öğretim programları oluşturulurken eğitimcilere fikir vermektedir. BYKP yaklaşımında öğrencinin eğitim programı hazırlanırken ve yürütülürken öğrenciyi okul yaşantısında gözlemleyen sınıf ve rehber öğretmenlerinin görüşü, doktor tespitleri, psikolog görüşü, zamanının önemli bir bölümünü birlikte geçirdiği aile üyeleriyle kurduğu ilişkiler, öğrenciyi günlük yaşamda en çok zorlayan alanlar ve aile beklentisi de sürece dahil edilir. Öğrencinin programında öğretmenlerden, çocuk gelişimcilerinden, ergoterapistlerden, psikologlardan destek alınarak programda akademik süreçlerin yanında tüm gelişim alanlarına dair farklı uzmanlıkları bulunan kişiler öğrenciyi ve programı bir bütün olarak ele alır.